Aralık 30, 2011

sondan bir evvel. son derken?

bu yeni yayın'ımı eski yıla kapatıp yeni bir yıla açıyorum. sarmal tarih içinde bir yerlerde savrulurken sürekli bir an evvel bitirme ve yeniden başlatma düğmesine basmaca, tatlı tatlı kandırmacalar, parlak renkli ışıklar, süsler ağaçlar noel baba, kırmızı don, komşuya gidemeyen konyak şişesi, türlü türlü işler.. belirsiz aralıklarla bazı şeylere yabancılaşıyorum. yeni yıl da onlardan biri oldu. pratik ama nihayetinde. her yıl birbirinin aynı olmasa da kendi içinde bir tekrarlılığı var. mevsimler var mesela, dünya da dönüyormuş güya. temel sorular bunlar. fazla kurcalamayalım. şimdi ayağa dolanmış hazır bilginin ekmeğini yiyeceğim kaynakça belirtmeden. ama mecburum çünkü nasıl oluyor yani sen kalk samoa, avustralya'yla ticari ilişkilerini geliştirdin diye 30 aralık'ı atla, yaşamadan bırak?! mesela ben bugün samoa'da olsaydım, hitchcock'a durmadan shakespeare diyesim gelmeyecek miydi? ya da ben bugün hiç samoa'da olamaz mıydım aslında? çok tuhaf çok. neyse iyi ki değilmişim ki radyoda çok sevip long term memory'ye attığım şarkının retrieval'ını gerçekleştirdim. ne mutlu bana. titocan ben senin en çok mikrofona 'no' deyişini sevdim. hayat ne güzelsin vesselam.

Aralık 18, 2011

haftayı böyle noktalayalım.


aklımızı şişe diplerine ve yıldızlara dağıtalı oluyor. gördüğümüz nokta bir, ruhumuzda yatan en doğrusu can.


ve işte çok beklenen o nokta: .

Aralık 04, 2011

duştan korkmaya bir kala.

bugün hitchcock'un psycho'sunda norman bates'in üç katlı evinin freud'un ego, superego ve id'ine gönderme olduğunu öğrendim. en azından tonton filozofumuz zizek öyle diyor. ego, giriş katındaki norman bates'e güvenilir, normal bir insan görüntüsü çiziyor. üst kattaki bates, superegonun etkisi altında, alttan gelen isteklerle sürekli çatışma halinde, ondan üst katta anne-oğulun konuşmasını/tartışmasını duyuyoruz. en alt katta ise bizi saf bir ilkellik içindeki id bekliyor. zaten platon da vaktiyle freud'a gönderme yapmıştı insan beynini üç bölüme ayırarak. allahsız freud nelere kadirsin.
benim anlatacaklarım bu kadar.