Haziran 04, 2011

eksi(k) bir ve şey.

solidity is now a synonym for waste. (zygmunt dede)
sen de gittin artık inkar etmeyi çok denedim ama faydası yok gittin işte o'nun gittiği gibi değil ama daha derinden yavaş yavaş sıyrıldın fark ettirmeden bana kayıp gittiğini anladığımda çoktan uzaklaşmıştık fark ettiğimde biz yoktuk artık siz vardınız ben yoktum her ne kadar öyleymiş gibi yapsak da öyle olmadığını ikimiz de biliyorduk ve sadece ikimiz biliyorduk ve ben o zaman o'nu suçlayamadığım gibi şimdi seni de suçlayamıyorum çünkü biliyorum ki sahip çıkamadım sana karşılıksız beklentilerim vardı hep yanımda olmanı istedim paylaşmak istemedim seni hiç kimseyle ama senin herkese yetecek sevgin ve enerjin vardı benim tükettiğim enerji kıt kanaat günümü geçirmeye yetecek enerjim çokça seninkini de tüketmeye başlamıştı yapamadın sıkıldın belki benden belki haklıydın beni enerjisizliğimle kabul ettin sonunda o kadar alıştırmışım ki artık normalim bu senin için üzüntümle dalga geçmeyi öğrendin artık benden sonra yoluna devam etmeyi iyi öğretti sana geçen zaman çok yordum belki artık yorulmak istemiyorsun gün'ün hızına yetişebilenlerle birlikte olmak daha sorunsuz senin için farkındasın elbette her şeyi askıya aldım bu aralar demiştin ya birkaç ay önce askıya alınmak can yakıyormuş hem de çok böyle olmasını hiç istemedim olmaması için elimden geleni yaptım sanırım ama elimden gelen o kadar azdı ki ve bunu o kadar göremedin reddettin belki görmeyi istemedin nasıl olduysa -yine- oldu yine çözemediğim anlamlandıramadığım yollardan gitti bay sürücü bense pencereden dışarıyı izledim karşıdan karşıya geçen insancıkları gördüm kendini benim için onlardan biri gibi yaptın beni itme diyordun seni öyle bir itmiş olmalıyım ki dönmeyi reddediyorsun şimdi birbirini çok iyi tanımak da yetmiyor demek ki bazen üzüntümün nedeni sendin hayır sen değildin senin yokluğundu ama fark etmedin çünkü hiç söyleyemedim sana sen seni kıran şeyleri hep söylediğin halde ben nelere kırıldığımı hiç söyleyemedim sana hiç zaman yaratamadım hep bekledim ama uygun zaman hiç gelmedi artık hiç yapamayacağım sanırım konuşma olasılığımı da yanında alıp götürüyorsun her geçen gün uzaklaşıyorsunuz ve artık o kadar uzaksınız ki korkarım duyamazsınız beni bir hikayeyi daha böyle bitirebildim belki de diğer kaybedenler neyi kaybediyorlar hiç bilmiyorum ama ben insan kaybediyorum ve kaybetmeye çok içinden başladım sarmalın birtakım kurtlar boşaltıyolar içini elmanın kabuklar kalacak bir süre sonra ona oynuyorum sen neye oynuyorsun

The nights when you don't sleep, the whole night you're crying.
But you can't forget her, soon you even stop trying.
You'll walk that floor and wear out your shoes.
When you feel your heart break, you're learnin' the blues
ben de kırlangıç.

Hiç yorum yok: