son birkaç gündür evde olmama rağmen, siyaset krizi çıkmayışı müthiş. krizi geçtim, seçim lafının bile edilmeyişi daha müthiş. 'oy kullanılacak okul nerede' muhabbettinden öteye gitmeyerek sağ salim oy kullanacağım ilk genel seçim gününe girdik. evde gözle görülür bir şekilde artan apolitikleşme zıtlaşan kutupları mutlu etti. geçenlerde gazetede kocası farklı karısı farklı partiye oy verecek olan çiftlerle röportajlar (ö nerede o nerede hiç öğrenemedim.) vardı. ilginç bir durum o. ilginç çünkü oy vereceğin parti bir bakıma az ya da çok insana, dünyaya bakışını da yansıtıyor. taban tabana karşıt görüşteki bu insanlar nasıl bir araya gelip aile kuruyorlar ve dahası o aileyi ayakta tutuyorlar merak konusu benim için. öte yandan da böyle bir durumun varlığından yola çıkıp politikayı abartmamak gerektiği sonucunu da çıkarabilirim. onca curcunaya karşın siyasi partiler hayatımızın o kadar küçük bir bölümünü kontrol altında tutuyor ki şaşılır. neticede desteklediğimiz ya da savunduğumuz politikacılar hiçbir zaman bize sevdiklerimizden daha yakın değiller, olamazlar da. belli vazifeleri yerine getirmeleri için belli aralıklarla belli insanları görevlendiriyoruz sadece ve yemek yapmaya, alışverişe gitmeye devam ediyoruz. birlikte dondurma yiyoruz, çay demliyoruz birbirimize. sohbet ediyoruz. televizyon izlerken koltukta uyuyakalanımızın üzerine battaniye örtüyoruz ve hayat devam ediyor.
zira sevgili emma goldman da zamanında demiş gerekeni, seçimler bir şeyleri değiştiriyor olsaydı, yasaklanırdı diye. dolayısıyla seçimlere çok yüklenmemek gerek. hele de yarınki gibi sonuçlarını az çok epey bildiğimiz bir seçime. yine de on üç haziran'da şıp diye olmasa da süreç içinde o "bir şeylerin" değişmesini ümit ettiğimi söylemesem bir şeyler eksik kalır.
türkiye'de devrim olur mu, sorusunu seçim sonuçlarına bakar, diye yanıtlayan mgk emeklisi eski büyükelçimize de sevgilerimi yolluyorum buradan. çok mu şirinsiniz siz hakikaten? sayıyla falan mı veriyorlar sizi nasıl oluyor bu iş?
ve son olarak o yirmi iki temmuz gününün üstünden tam dört yıl geçmiş olması o kadar tuhaf ki. baskın oran'lı liberal sol dün gibi. netekim.
oysa şimdi ben sol sen selamet.
alelâde seçmen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder