Ağustos 09, 2011

we need a revolution.


insanın kağıt karşısındaki acizliği gururuma çok fazla dokunuyor. yaşamımızı devam ettirebilmemiz için türlü türlü, anlamsız, değersiz, evet değersiz -değerden anladığımız hep fiyat mı olmak zorunda- kağıt parçalarına muhtaç oluşumuzu aşağılık buluyorum. madem insanız ve yaşamak için doğuyoruz, ve diyelim ki su içmeden, yemek yemeden, hastalandığımızda iyileşmeden hayatımızı devam ettiremiyoruz, neden tüm bunlar için bir bedel ödemek zorundayız? eğer ki nefes almak için bir bedel ödemiyorsak -tayland'daki oksijen barları hariç tutuyorum- bu, diğer temel gereksinimler için neden bedelsiz olamıyor? gerçekten arada ciddi bir fark göremiyorum. gerçek olan şu var, insan o kadar aciz ki günden güne kendi kendini daha aşağılık hallere büründürüyor. yeşil bir kağıt parçasıyla durmadan mastürbasyon yapıyor. köreltilmiş düşüncesi o'nsuz bir hayat düşünemiyor. keşke hiç olmasa demek yerine, keşke bende de olsa diyor.

belki de tüm sıkıntı burada, yani insanın bencilliğinde. başkasında olup olmamasının aslında o kadar da bir önemi yok, kendisinde olsa bu durum onu tatmin edecek ve bu noktadan sonra kağıt parçalarıyla bol inişli çıkışlı olması muhtemel bir aşk yaşayacaktır.
para kullanımı insanın kendi kendine yaptığı kötülüklerin başını çekiyor, belki de en büyüğüdür.

that's why...

Hiç yorum yok: